Nasıl Bir Blog Yazarıyım?

Daha geçenlerde bir dünya şey itiraf etmiştik ama mimlemenin hızına kendisine kaptıran arkadaşlar yeni bir mimleme yolu daha bulmuşlar 😀 Netici olarak yine mimlenmiş oluyorum ama benim sizi mimlemem kötü olacak 😛 Bu yeni oyun ile “Nasıl bir blog yazarıyım?” sorusuna yanıt vereceğiz. Tabi bu soru ile yetinmeyip “Neden Yazıyorum?” ve “Ne Yazıyorum?” sorularına da yanıt vermek durumunda oluyoruz 🙂 Hadi başlayalım o zaman da kalksın mimimiz artık 🙂

Nasıl bir blog yazarıyım?
22 yaşında bir blog yazarı olmak isterdim ama ne yazık ki 6 Ocak günü 23 yaşında bir blog yazarı oldum. Yaşlanıyoruz bea yww 🙂 Ehh bunu ben dersem ileri yaştakiler kızar sanırım bana 🙂 Bana göre altı üstü bir blog yazarıyım, o kadar! Biliyorum, kimileriniz beni gözünde çok büyütüyor, ama yok yok altı üstü bir blog yazarı. Hımm tamam diğer günlükçülerden elbet bazı farklı yönlerim olabilir, haklısınız o konuda. Neyse lafı uzatmadan ben size maddeleyeyim bunları kendi dünyamdan.

  1. Şu yazıyı karalarken hala öğrenci kimliği altında yaşamsal aktivitelerini sürdüren bir blog yazarıyım. Halbuki küçükken, büyüyünce öğrenci olmayı seçmemiştim 😛
  2. Kendi çapında programcı bir blog yazarıyım. Php olsun Javascript olsun, çok severim kendilerini. Mesleğim bu değil, bu yönde de eğitim görmüyorum fakat bu alanda bir işe girmek istiyorum. Php ile web projeleri geliştirmeyi seviyorum.
  3. Okul ve iş hayatından dolayı yoğun bir blog yazarıyım. Okuldan bilirler beni. Sınavlar biter işler başlar. İşler biter sınavlar başlar..
  4. Araştırmayı seven bir blog yazarıyım. Her konuda her an araştırmaya hazırımdır. Günlüğümdeki birçok yazıyı araştırmalarım sonucu öğrendiğim hizmetleri açıklamak üzere yazmışımdır. Ya da araştırarak öğrendiklerimi sizlerle paylaşmışımdır.
  5. 178/56 cm/kg, siyah saç/kahverengi göz bir blog yazarıyım 🙂
  6. Yazılarının kaynak belirtilmeden yayınlanmasından nefret eden bir blog yazarıyım.

Sanırım nasıl bir blog yazarı olduğum konusunda üsttekiler yeterlidir. Değilse de yeterli olsun, çünkü kim bilir yakında yeni bir mimleme daha gelir. O vakit ne açıklayacağız 😛

Neden Yazıyorum?
Paylaşmayı cidden seviyorum. İnsanlara birşey öğretebilmek gayet hoş ve güzel bir duygu. Paylaşıyorum fakat herhangi bir beklentim yok. Fakat okunmak ve okunduğunu bilmek gerçekten çok güzel birşey. Bu sizi, daha yeni ve daha güzel yazılar yazmanıza teşvik ediyor.
Yazma nedenlerimden bir diğeri ve belki günlükçüler arasında en önemlisi, bildiklerimi arşivliyor olmam 🙂 Hani herhangi bir sitede güzel bir yazı beğenirsiniz ve onu sık kullanılanlarınıza eklersiniz. Ya da her bilgisayardan hemen erişebilmek için http://del.icio.us gibi sitelerde saklarsınız bu yazıları. Böylece o güzel içerikli yazıya hemen her yerden erişebilirsiniz. İşte benimki de öyle birşey.

İnsanoğlu vakit geçince illa unutuyor birşeyleri. Ben de unuttuklarımı rahatça bulabilmek için http://del.icio.us sitesini değil https://www.dmry.net’i kullanıyorum. Yani bir yanda sık kullanılanlarımı ya da bir vakit ihtiyaç duyabileceğimi hissettiklerimi sakladığım bir günlük burası. Günü geliyor ben bile kendi sitem içerisinde aramalar yaparak sakladığım bir bilgiye ulaşıyorum. Hımm sakladım derken gizli değil. Emin olun siz bile okumuşsunuzdur onları 😉

Aslında çoğu zaman kendim için yazıyordum. Fakat yoğun takipçi kitlesine hitap etmeye başlayınca bir sorumluluk altına giriyorsunuz. O vakitten sonra kendim için olan payı biraz daha azalttım ve sizlerin merak ettikleri sorulara yanıt vermeye başladım.

Ne Yazıyorum?
Bunu biraz da olsa “Neden Yazıyorum?” yazıyorum sorusu altında açıkladım 🙂 Ne olsa yazıyorum. Öncelikle güzel gördüğüm ve bedava olan hizmetleri tanıtıyorum. Böylece sizler de bunlardan faydalanabiliyorsunuz ve hizmetleri hazırlayanlar daha çok kişiye hitap edebiliyorlar.

Kimi zaman yanlış olanları eleştiriyorum. Tabi yanlış olanı eleştirmek daima suçtur iradesiyle yaklaşıldığı için, tehditlerde durmuyor hani.. Ben artık aldırmıyorum ve herhalde çekilemiyorum diyorum 🙂

Kimi zaman da kendimden bahsediyorum. Hüzünlerimden ve sevinçlerimden. Böylece beni görmesende beni hissedebiliyorsun. Daha bir samimiyet katıyorum ortaya.

Gün oluyor yardım sorularını günlükte cevaplıyorum. Böylece kişiye özel kalmıyor cevaplarım. Aynı problemi yaşamış olanlara ya da olacaklara çözüm yolu oluyor.

Bazen de, dmry.net’e niye ve nereden geldiğinizi araştırıyorum ve tabiki dmry.net’te ne aradığınızı. Aradığınız şeyi bulamadıysanız, eğer tercih edilebilecek birşeyse aradığınız, hemen yanıtını veriyorum günlükte. Örneğin bakınız Msn Space’i İptal Etmek yazısı. Bunu dmry.net’te arayanların sayısı artmıştı.

Kimi arkadaşların iletişimden güzel servislerden haberdar ediyorlar beni. Ya da kendilerinin hazırladıkları yazıları yolluyorlar. Böyle durumda kendi hazırladıkları yazıları yine onların adını vererek yayınlıyorum.

Çoğu zaman gündemi takip ediyorum. Bunu çok farklı yöntemlerle yapabiliyorsunuz. Örneğin ülkemizde çokça olan forumlar. Özellikle belli bir konu çerçevesinde yardım ve destek amaçlı kurulan forumlarda hergün onlarca soru soruluyor. Bu soruların hepsi her vakit cevaplanamıyor illa. Kimi zaman o cevaplanamayan soruları dmry.net’te cevaplıyorum. Böylece hem dmry.net’e içerik oluyor, hem o kişi cevabını alıyor hem de bu problemi yaşayanlar ya da yaşayacaklar haberdar oluyor, bilgilendiriliyor.

Yazmaktan korktuğum anlarda oluyor hani. Dmry.Net Google ve birçok arama motorunda iyi denilebilecek bir yerde sayılır. Birçok aramalarda dmry.net altındaki yazılar ön sıralarda çıkıyor. Her zaman kesin doğru başlıklar gelmiyor tabiki. Bu nedenle bazen yazılarıma uygun başlık bulamadığım oluyor ve yazmaktan vazgeçiyorum. Aksi halde alakasız bir yazı olacak, arama motorundan gelenler için 🙂

Ve mimleme sırası bende
Bu kadar açıklama yeter diye umuyor ve mimleyeceğim listeyi açıklıyorum. Fakat bu kez mimlenmemiş olanlara mimlerimi yollayacağım 🙂

  1. Orhan Toker – Autocad Günlüğü
  2. Ersin Akman – Ersin Akman
  3. Çağatay Çetin – Cagatay Cetin – Dusunceler
  4. Ferhat Yıldız – Yldz.net
  5. Egemen Mede – egemenmede.com – “Söyleyeceklerim var!”