22 Ocak 2008, röportaj

Orijinal yazı: Hakan Demiray (dmry.net) ‘la Röportaj

Hakan Demiray (dmry.net) ‘la Röportaj

Sürekli gelişme ve büyüme amacıyla yeni bölümler ve kategoriler açmaya devam ediyoruz. Bu seferki yeni yeni kategorimiz “Röportaj” kategorisidir. Bu kategoride her ay bir internet sitesi sahibi ya da kurucusu ile yapılan röportajları içerecektir. Bu kategoriyi açmamın asıl amacı, günlük olarak sürekli ziyaret ettiğiniz sitenin sahiplerini yakından tanımanız. Bu şekilde hem site sahibi kendisini daha iyi ifade etme ortamı bulacak, hem de okuyucular site yazarlarını yakından tanıma imkanı bulacak ve onları örnek alacak.

İlk röportajımızı www.dmry.net ‘in kurucusu ve sahibi Sayın Hakan Demiray ile yaptık. Uzun ve hoş bir sohbet oldu. Bilmediğiniz bir çok yönünü bize samimi bir şekilde anlattı. Hakkında ilk kez duyacağınız bilgiler edindik. En önemlisi örnek alınacak bir çok özelliğini gün ışığına çıkarttık. Bu sohbet için Sayın Hakan Demiray ‘a teşekkürlerimi sunuyorum.

Öncelikle hoş geldiniz Hakan Bey, ilk röportajı sizinle yapmak istedim. İsteiğimizi geri çevirmeyip kabul ettiğiniz için teşekkür ederim.

Ben teşekkür ederim, bu yeni bölümünüz nasıl işleyecek? Her ay mı yoksa her hafta mı birilerine yer vereceksiniz?

Bu bölüm her ay olmak üzere bir internet sitesi sahibi ya da kurucusu ile yapılacak olan röportajlarla devam edecektir. Öncelik olarak blog yazarlarını düşünüyorum. Ama ilerleyen zamanlarda diğer site kurucuları da olabilir.

Anladım evet, teşekkür ederim.

Öncelikle şunu belirtmek istiyorum; web sitenizde kendinizden bahsetmişsiniz ama biz daha detaya inmek istiyoruz. Yani mönitörün arkasındaki Hakan ‘ı tanımak istiyoruz. Bize biraz bilgisayarın dışındaki Hakan ‘dan bahseder misin ?

Sanal olunca ve gerçekte görülmeyince, beni pek ileri yaşlarda ya da ağırbaşlı olarak düşünebiliyorlar. Aslında pek alakası yok, ne ileri yaşlardayım ne de ağırbaşlıyım. Merak edenler için 84 doğumlu olduğumu belirtebilirim.

Vakit buldukça sosyal olmayı seviyorum. Ama malum Makine Mühendisliği okuduğum için pek vakit kalmıyor gezip tozmaya. Ancak şu vakte kadar; 2006 Formula 1 Türkiye ayağında pist üzerinde görev aldım, 2007 yılında WRC (Dünya Ralli Şampiyonası) ve yine 2007 Fiat Rally-IRC de basın bölümünde görev aldım. Vakit buldukça ve talep oldukça bu boş vakitlerimi yarış organizasyonlarında gönüllü olarak görev alarak değerlendiriyorum.

Monitörü sadece internette sörf yapmak için kullanmıyorum. Yaklaşık 400 adet DivX formatlı filmim var diyebilirim. Gün geçtikçe sayıları da artıyor, her ne kadar paylaşımları yasak olsa da… Elden bir şey gelmiyor, gençlik ateşi işte. En çok sevdiğim ve keyif aldığım olaylardan biri budur. Ancak yanında mısır şart tabi. Patlatacaksın mısırını ve 19″ ekranının karşısına geçip orijinal dildeki filmlerin tadını çıkaracaksın.

Bar ve benzeri gece hayatı derseniz pek vakit kalmıyor. Ancak şehir dışına çıktığımda bol bol acısını çıkartıyorum.

Yolculuk etmeyi de çok seviyorum. Sırf bu yüzden eski aracımızı değiştirmeye karar verdiğimizde, yenisini 1.3 CC ‘lik dizel motor seçtirdim aileme diyebilirim.

Kendimce böyle, aslında daha da sayabilirim, ancak bir kaç cümle ile birbirinden bağımsız konularda örneklendirmek istedim. Gelelim arkadaşlarımın benim için söylediklerine. Bunları çok duyuyorum diyebilirim. İşte beni anlatan bir kaç cümle;

“Eli dursa ayağı durmuyor, ayağı dursa..” Fazla hiperaktif sayılırım. Gerçi bu olay çocuklarda olur ama ben de hala çocuk sayılırım. Çoğu zaman arkadaşlarımın evine giderim. Ve o eve kaç kez gittiğim önemli değildir, neticede arkadaşım ya.. Ve birazda yüzsüzlük olsa gerek benimkisi ve arkadaşımın dediği: “Olum senin şu huyunu seviyorum, eve geliyorsun sanki başından beri bu evde yaşıyorsun.” Peki hangi nedenlere bağlıyorlar bunu? Eve gittiğimde bulduğum şort, t-shirt vb. giymek, istediği yatakta istediği kadar uyumak, siz kapıyı çekin gidin ben daha sonra gelirim muhabbetleri falan..

Gerçekten çok içten ve samimi yorumlar yaptınız. Sizi daha yakından tanımaya başladık. Başladık diyorum çünkü ben bilgisayar hayatınızı da merak ediyorum. Bilgisayar hayatınıza nasıl girdi, nasıl alıştınız, ona yüklediğiniz anlam nedir, bize bilgisayar deyince aklınıza geleni söyler misiniz ?

Lise yıllarıydı, bilirsiniz çevrim içi sohbet diğer adıyla chat o zamanlar modaydı. Bizimkisi de öyle başladı. Sanki bilgisayar sadece bu amacı yerine getiriyormuş gibi. Gündüzleri chat yaptığımız yetmiyormuş gibi bir de akşamları “şu saatte şu kanalda muhabbetleşiyoruz, Ayşe, Fatma da gelecek (isimler sallamadır ) aman gecikmeyelim” geyiklerinden ötürü diyorum.

Aslında biraz sohbet biraz da okulda verilen bilgisayar derslerinden ötürü başladı bu olay. Daha doğrusu Ms-Dos diyebiliriz. Bilgisayar ile tanıştığım vakitlerde, evimde şahsıma ya da aileme ait bir bilgisayar bulunmuyordu. Aslında bilgisayar ile tanışma değil de, klavye ile desek daha doğru olur. Hani 2 parmakla yazarken diğer harfin yerini ararken, bir önceki harfin yerini unutmaktan bahsediyorum.

Zaten bilgisayar konusunda belirli yer etmiş kişilere baktığımızda ilk önceleri kendi bilgisayarlarının olmadığını biliyoruz. Buna en iyi örnek Çağlayan Arkan ( Microsoft Türkiye Genel Müdürü) verilebilir.

Evet evet ben de arkadaşımın bilgisayarını kullanırdım. Heyyy gidi günler, arkadaşımın bilgisayarında az HTML yazmamışımdır.

Bu bir yerden sonra merak dürtüsünün öne çıktığını gösteriyor bize. Belirli bir zamandan sonran bu adam bu programı nasıl yazmış, bunu yapan nasıl yapmış gibi merak içeren sorular duyuyoruz etrafımızda.

Evet kesinlike çok doğru.

Şu an sizi tanıyanlar soyadınızın sessiz harflerinden oluşan kişisel günlük tadındaki blogtan (dmry.net) tanıyorlar. Bize dmry.net ‘i anlatabilir misiniz ?

Dmry.net aslında benim bilgi hazinem, yani bildiklerimi ya da vakti zamanında bulduklarımı unutmamak için kurmuş olduğum sık kullanılanlarımın yer aldığı ve bunları sadece URL adresleri ve web siteleri ile sınırlamadığım bir site diyebilirim. Yani aslında kendim için yazıyorum çoğu zaman. Ziyaretçilere önerdiğim web sitesi, yazılım, e-kitap, kodlar kendimin de faydalandığı ve ileride de elbet faydalanacağım için bilgiler. Ben sıfırdan başladığım için, benim ilgimi çekenlerin, benden sonra geleceklerin de ilgisini çekeceğini düşündüğüm için ordalar. Kısaca dmry.net benim bilgilerimin saklı olduğu bir site. Tabi sadece dmry.net olanı, alt servisler ziyaretçilere hizmet ediyor.

Dmry.net tam da anlattığınız gibi (hatta daha az anlattınız diyebiliriz) gerçekten. Röportajı gerçekleştirdiğimiz şu an itibariyle (20.01.2008) dmry.net dünya sıralamasında en çok tıklanan 49,474. site ve bunu Türkiye ‘ye uyarlarsak en çok tıklanan 750. site olduğunu görüyoruz. Nerdeyse günlük ziyaretçi sayınız ortalama 10,000 civarında. Peki bu manzara size göre nasıl ? Bu başarı beklenen bir başarı mıydı yoksa hala istediğiniz noktada görmüyor musunuz ?

Aslında bir şey beklemiyordum. Ama bir anda çok hızlı ilerledi. Vakti zamanında dünya sıralamasında ilk 30,000 ve Türkiye sıralamasında ilk 500 ‘ü gördüğümü de hatırlıyorum. Başlarda bu rakamlar ilgimi çekse de sonraları pek değerlendirmedim. Neticede ticari gözle bakmıyorum siteye. O nedenle şu kadar ziyaretçiye ulaşmalıyım, şunu yapmalıyım gibi bir kaygım bulunmuyor.

Gerçekten sorumlu bir site kurucusu düşünceleri taşıyorsunuz. Gördüğümüz kadarıyla dmry.net ‘in özellikle Türkiye internetinde belirli bir uslubu var, bu konuda bir şeyler söylemek ister misiniz?

Evet kesinlikle öyle. Yani web sitenize karşı ziyaretçi bir beklenti içerisinde. Aslında çoğunun ziyaret sebebi kendilerinin ilgisini çekebileceği bir şeyler bulmak. Ve bunu elde ederken site sahibinin sahte başlıkları, geliri için zoraki tıklamalar, durup durup yenilenen, yönlenen sayfalar ve kişinin okumasını negatif yönde etkileyecek engellerle karşılaşmaması önemli bir husus sanırım. Diğer önemli bir husus ise dürüst olmak. Eğer amacınız alakasız başlıklar altında yazılar paylaşarak para kazanmaksa bunu belirtmelisiniz. Örneğin, ziyaretçi sizden sürekli yazı bekler, ancak her zaman ilgi çekici yazılar hazırlamaya vakit bulamayabilirsiniz. Böyle olunca siteyi bomboş bırakmak ziyaretçilerin yanlış anlamasına neden olabilir. Ve sizin artık siteyle ilgilenmediğinizi düşünürler ve ziyaret etmezler. Ancak o zamanki ruh halinizden bahsederseniz onlar da size yorum yazarak destek olurlar. Yani önemli olan dürüst olmak; dmry.net de bunu yapıyor.

Bu konuda çok haklısınız gerçekten. Sürekli reklam amaçlı açılan pop-up pencereleri yüzünden isyan niteliğinde cümleler duymak çok sıradanlaştı. peki bize dmry.net ‘ten önceki internet yaşamınızdan bahsedebilir misiniz ?

Dmry.net ‘ten önce aktifnuke.com sitesinde bulunuyordum aktif olarak. Aktifnuke sitesi PhpNuke içerik yazılımı üzerine bir destek sitesiydi ve sevgili Ertan Tezcan’a aitti.O zamanlar orada birçok makale yayımlamıştım konuyla ilgili. Sonrasında forumda görev almış ve en son olarak sitenin tüm yönetimiyle ilgilenmiştim. Site çok çabuk ilerlemiş ve tüm PhpNuke kullanıcılarının ilgisini çekmişti. O vakitler aktifnuke ile baya uğraşmış ve birçok yenilik getirmiştik. PhpNuke el kitabımı da o dönemlerde yazmıştım.

Evet ben hatırlıyorum o zamanları, hatta aktifnuke.com ‘un sahibi olarak seni biliyordu.

Evet birçok kişi böyle düşünüyordu ama benim değildi.

PhpNuke ile bu kadar ilgiliyken WordPress ‘e bu hızlı geçiş nelerdir. WordPress ‘e geçişinizin nedenlerini anlatır mısınız.

Aktifnuke çok fazla ilerleyince ne yazık ki hacklendi. Malum PhpNuke ve ne yazık ki çok fazla açık içeriyordu. Durum böyle olunca paylaşım yapmayacağımı bildirdim ve Ertan Abi’de devam etmek istemeyince siteyi kapattık. O dönemlerde PcNet dergisinde Blog yazılımları üzerine bir yazı yer alıyordu. Sanırım sevgili Selim Şumlu hazırlamıştı. Yazının ardından wordpress’i inceleme kararı verdim ve bir süre sonra dmry.net’i açtım. Malum dmry.net üzerinde wordpress kullanınca ve sürekli bir gereksinim içinde kalınca, yazılımı geliştirmek ya da kendinize göre yapılandırmak istiyorsunuz.

Bunun neticesinde epey bir wordpress ile ilgili oldum. WordPress ‘in en güzel yanlarından biri CSS tabanlı olarak dediğimiz ve “table” v.b. kodların yer almadığı katman yapılı bir şablonunun yer alışıydı. Böyle olunca sadece CSS ile sitenin görünümünü tekrar değiştirebiliyordunuz. Üstelik bu düzenlemeleri yapmak için FTP bağlantısı kurmaya gerek kalmadan direkt yazılımın üzerindeki düzenleyici aracılığı ile bu işi yapabiliyordunuz. Bunlar güzel ve insana hız kazandıran özellikler açıkçası. Phpnuke’a göre daha güvenli oluşundan ise bahsetmek istemiyorum zaten. Ancak en önemli özelliği sahip olduğu esnek bir eklenti yönetimi yapısı. Böylece WordPress’in birçok noktasına el atabiliyorsunuz.

Evet WordPress ‘in kullanışlı olması hızlı ve çabuk yayılmasında önemli rol oynamıştır. Biz de kendi blogumuzda WordPress kullanıyoruz. Ayrıca geçenlerde duyduğuma göre General Mobile da web sitesinde alt yapı olarak WordPress kullanmış. Peki Hakan, bize sahip olduğun bilgi alanlarından bahsedebilir misin ?

PHP konusunda epey bir bilgim var diyebilirim. Sonraki ağırlığa ise Javascript sahip. Bunlar dışında css, Adobe Flash – Dreamweaver, Fireworks konularında da genel bir bilgim var. Yazılımları pek sınırlamak istemiyorum açıkçası. Çünkü ihtiyacımı görecek olan yazılımı ne olursa olsun illa genel bilgi sahibi olacak kadar öğrenebiliyorum. Tabi Internet olmasa ve yazılımların yardım dokümanları yer almasa bu süre epey uzun olabilirdi .Masaüstü programlama dillerinden hiçbirini ise bilmiyorum. Bir zamanlar Delphi ve C++ ile uğraştım ancak uygulama yapacak bir gereksinim ortaya çıkmayınca bunları da unuttum ya da unutmak üzereyim diyebilirim.

Yavaş yavaş sohbetimizin de sonuna geliyoruz. Sizin internet sitenizde de belirttiğiniz gibi sizden yardım isteyen çok oluyor. Ve bu konuda da sizin isyan içeren bir çok haykırışınız oldu. Bu konuda bir kaç şey söylemek ister misiniz ?

İnsanlar araştırmayı ya bilmiyorlar ya da hazırına konmak istiyorlar. Ancak araştırma yapmadan amaca ulaşılmaz. Hep birilerine bir şeyler sorularak konuyla ilgili bilgiler edinilemez. Asıl araştırılarak öğrenilir düşüncesindeyim. Bu nedenle gelen sorulara direkt yanıt vermek yerine genelde yol göstererek yanıt veriyorum. Neticede benim de vakitlerim değerli.

Peki şu an dmry.net ‘ten başka zaman harcadığınız projeleriniz var mı ?

Evet dmry.net dışında iki adet okul projeme vakit ayırıyorum. Onları bitirmek için uğraşıyorum. Ancak uzun vadeli birkaç projem de var tabi. Aslında bende proje bitmiyor, hep aklıma geliyor bir şeyler ancak uygulamaya geçirmek için ciddi vakit problemleri yaşıyorum

Projelerinizde de en az dmry.net kadar başarılı olursunuz inşallah diyoruz.

İnşallah

Üniverste okuduğunuzu öğrendik, peki bize biraz okuldan bahseder misiniz, okul nasıl gidiyor ?

İsteyerek geldiğim bir bölümde istemeyerek okuyorum. Şu an 6. yılım ve 7′de göründü. Malum bilgisayar ile bu kadar iç içe olunca derslerin aksamamasına imkan yok.

Evet öğrencilik hayatı yaşayanlar bunu çok iyi bilir. Bu soruyla sohbetimizin de sonuna geldiğimizi üzülerek de olsa söylemek zorundayım. Gerçekten güzel bir sohbetti ve keşke hiç bitmeseydi. Röportaj için gerçekten çok teşekkür ederim. Alınması gereken bir çok ders ve örnek davranış var. İyi, mutlu ve başarılı günler diliyorum Hakan Bey…

Evet, ben de bu sohbetten zevk aldım. Röportaj için çok teşekkürler. Çalışmalarınızda başarılar diliyorum.